Hoşgeldiniz

TWITTER FACEBOOK

KOPTU KOPACAK OLAN

Ana Sayfa » ŞİİRLER » KOPTU KOPACAK OLAN

KOPTU KOPACAK OLAN

 

 

Koptu ne varsa

Koptu damarlar, tarihten urganlar, kadim okumalar

Güpegündüz oldu bütün bunlar

Bakırcılar çarşısı tarumar, yani incik boncuk

Ekmek kırıntıları kan revan

Ölmediyse çarşı-pazar, yaşıyorsa insan

Huda mühletidir toprakta can, börtü böcekte heyecan

Kayıp şehrin bulvarları işgal, işgaliyeler tufan

Üşütmedi kar, yıldırmadı fırtına

Bir kazanda kaynamadı insan

Oysa ben kışta kaldım

Sense hep bahardın

 

Koptu ne varsa

Hatlar, halatlar, düşler, rüyalar

Gülmekten koptu ya

İçten bir erime, incecik ipeklerin sahte yüzü

Bir karakış manzarası

Eskimoların türedi kanamaları

Bir parça ekmekti dünya

Öldürdüler bir kışla önünde

Yas tutan engerek

Durmayıp okusa on bin asır öncesini

Bir mızrak şakırtısı oluştursa

Yağan şu yağmur yıkayabilir mi içindeki elması

Ya da dağıtabilir, un ufak edebilir mi kahreden uğultuyu

 

Koptu ne varsa

Ecinniler, al basanlar, Mozart’ın konçertosu

Katli rical üçlemesinde yarasalar

Batıya dönen gözleri kör eden katedral

Paramparçadır insan kırıkları

Ayrılıyor yosun tutmuş denizin balıkları işte

Ölüyorlar bin hançer yarasıyla

Tarih dökülüyor

Kurşun dökülüyor

Fal baktırıyor esatiri evvelin

Ne müptezel, ne müteharri bilmem hangi mektep kaçkınları

Kırık urbalara dönüşen gövdeleri

Şah mat olmuş ceninde bekleyen çocuk

Üşüyor suya inen ceylanın gözleri

 

Koptu ne varsa

Sinirleri, antenleri, elektrik direkleri

Ve dahi eprimiş bir sirkenin

Ne işe yaradığı bilinmezse harbi umumi

Meyyiti müteharriktir mütemadiyen

İşte hayat

İşte ömür

İşte basübedelmevt

Yürütedursun Kasımpaşa, ne kadar yürürse şu yelkovan

Alaturka bir esintiye benziyor bu günden bahar

 

Koptu ne varsa

Dostluklar, teleksler, hatıralar, şehirliler

Bilyelerde kalan akıl yusyuvarlaksa

Malumatımız eski pencereden sızan ışık

Daralmış, darası dargınlıklar pazarında küpeşte

Bu şehrin kadınları utangaçtı eskiden

Gözlerin toprağa akışı gibi perde perde munisleşirdi

Ansızın bir sayha dalgalansa göklerde

Kök boya, kök kavi, kök burcu burcudur kilimlerde

Böylesine inişler dalgalandıkça çehresi eskir insanın

Kekremsi bakar çocukların gözleri

Geçmişin sayfaları emsile, bina, maksut

Durmuyor işte gizlenmiş sırların öyküsü

Kısalıyor vakit, beyhude ömür,  hiç olmazsa ellerimden tut

 

Koptu ne varsa

Dağlar dalgalandı, deniz yarıldı, bir uçurumdur koptu

Eskicilerde bal mumu yok, insan yok,  bir kitabın tamda ortasından

Okun yayından fırlayışına benzer suretler, gözler

Velfecr okudukça dökülüyor sırlar, başlıyor ifşa

Oysa şehrin tepelerinde gezgin, ukalâ, sinsi şeytan elbiseli

 

Bu bahçede güllerin kokusu ezeldendir

Duyamaz hiçbir sinsi, hiç bir iblis

Bir ezel kokusudur ruhlara inşirah veren

Koptu ne varsa

İğneden, gövdeden, gökten gönderilen ipten

 

Mart 2019 – Ankara **“Koptu Kopacak Olan” şiirimiz, yayınlanacak olan Kurşuni Şafaklar şiir kitabımızdadır.

İsminiz

 

E-Posta Adresiniz

Fikirlerinizi Bizimle Paylaşın