GÖLGELER
Ah şu gölgeler, içten içe yakan gölgeler
Karanlık dehlizlerin lisanı
Bir yakut kadar asil, bir inci kadar berrak
Mihrabımsın diyerek geliyorum yalın ayak
Gel artık bitmeyen bir şarkı söyleyelim
Görür karanlıkları gönül pencerem
Sürgünlerdedir doğunun mazlum halkları
Ne uzaklık ne yakınlık hesaba gelir
Eskilerden kalan bir panayırda istila
Sülalesiz bir makamda mukimdir
İnsicamsız heyulasız bir viranedir
Bu viran hanede kuşlar kanatsız rüyalar iptal
İkindi sürgünleri delik deşik
Sabahı beklemeli şimdi şair
Sabahı beklemeli
Seher rüzgârından toplamalı şiirlerini
Eski hanlar, saraylar
Eskidendi kâküller, sırmalar, kehribarlar
Kıtalardan kıtalara koşan atlar akıncılar
Öylesine kutsaldı emek, öylesine vahdet
Şimdi kızıla döndü renkler
Gümüştendi kanatları kuşların
Kanatları kırılan, tükenen umutların
Adıydı Türkmen Dağı.
Ah benim şimal yüzlüm, ay gözlüm
Yağmura benzer burada rüzgâr
Siteme benzeyen bakışların hesabı yok
Yoksulluktur bakışlarına çöreklenmiş arzu
Arzuhalin gölgeli, yüzüne düşen esmer gülüş gölgeli
Şehrin bulvarları delik deşik
Mahcubum sana çocuk
Dalından koparılmıyor artık yemişler
Şu kızın gözlerinden okudum nehirleri
Kalabalık halkların rüyaları yokmuş
Oysa buğday renklidir Haziran
Üçüncü güne denk düşen ayna
Sayısız oynayışlar nerede
Nerede şırıl şırıl akan çeşmeler
Nerede söğüdün salkım saçak dalları
-Tahripkâr kalkışma beter olasın-
Bütün sığınaklar apaşikar şimdi
Bitimsiz gölgeler istiyorum artık
17 Eylül 2017 *“Gölgeler” şiirimiz, yayınlanacak olan Kurşuni Şafaklar şiir kitabımızdadır.